16 Kasım 2008 Pazar

Mors ultima linea rerum est

Garip. O kadar. Hayat. Ölümün tersi? Aslında değil. Yaşamak. Ölmek? Tersi? Çok garip. Teslim olmak da bir çeşit ölüm mü yoksa yaşamak mı? Acılar ölümle bitiyor mu? Bitmeli değil mi? Bize verilen söz böyle. Vadedilen. O yüzden bekliyor bazıları ölümü. Huzur için. Unutmak için içlerini delip geçen acıları. Dayanıyorlar yaşamaya, nasılsa bitecek bir gün diye. Sonu gelecek diye. Ölümden korkmamaları bundan. Yaşamak değil onlarınki zaten. Geçen her gün ölüme bir adım. İntihar kadar günah mı ölümü beklemek? O da bir çeşit intihar sonuçta. Yavaş yavaş intihar etmek. Her şey son güne kadar ama. Sonra bitiyor. Yani bitmeli. Ölüm her şeyin sonu, sonuçta. Daha ötesi yok.

Ben beklemiyorum artık ölümü. İyileştim biraz. Ama korkmuyorum da. Almaya gelseler giderim sessizce. İtiraz etmem. Seviyorum yeniden. Hala huzuru arıyorum. Bulacağım. Er ya da geç. Son bir durak olacak benim için de. Yaşamak için inanmalı. Mutluluk gelecek. Elimde tutacağım ikimizin kalbini de. İnanmalı. İnanmalı. İnanmalı. İnanmalı? İnanmalı? İnanmalı?