Soğuk. Rüzgâr var. Yağmur vuruyor sertçe camlara. Yumrukluyor camları beni uyandırmak için, uyuduğum derin uykudan. Aldırmıyorum. Kulaklarım sağır olmuş, dilim lâl. İsrafil borusunu üflemiş üflememiş umurumda değil. Bırakmışım her şeyi, dünyevi her şeyi. Yorgunluk kaplamış bütün hücrelerimi. Duygusal koma basbayağı. Silkinip dağıtmalı ama nasıl? Beynim memnun. Düşünmüyor. Beş kuruş etmeyecekleri. Kalbim de memnun. Çarpmıyor. Beş kuruş etmeyecekler için.
Uyanıp algıladığında kalbine hançerler saplanıyorsa uyu. Görüp duyduğunda üzüntüden kahroluyorsan görme, duyma. Seni bozuk para gibi harcayanlara kalbin düştüyse… Ben de cevabı bilmiyorum. Daha bulamadım. Ama nedenler yok artık, cevabı olmayan sorular sormuyorum bir bok olmayanlara. Bir şey de beklemiyorum onlardan. Çünkü biliyorum geri geleceklerini. Başka kapılarda köpek olduktan sonra. Ve o güne kadar susuyorum…
11 Aralık 2007 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder