23 Temmuz 2007 Pazartesi

Kuyu

Hayatımın durduğu, dünyamın dönmeyi reddettiği o güne çok az kaldı. Üstümde hala atamadığım matem havam, zar zor döndürmeye başladığım dünyam ve ben. Geçen 3 yılda durmadan kanayan bir yara. Unutmamak için tekrar tekrar üstünden geçtiğim hatıralar. Ağlamamak için kaldırdığım resimler. Bir türlü silemediğim bir telefon numarası. Çevirmekten korktuğum bir telefon numarası daha. Her gün mezarına koşmamak için kendini zor tutan bir ben. Tekrar yaşadığımı hissettiğimde yüzüme vuran gerçekler. En çok yanımda olmasını istediğim kişinin benden köşe bucak kaçması. Çıkmaya çalıştığım kuyuma tekrar düşüşüm. En dibe vuruşum. Tekrar ve tekrar.

İçimde ağlama isteği. Alamadığım cevapların acısı. Sormaya korktuğum sorular. Beni kuyumdan çekip çıkaran, yeniden güldüren ama yolun yarısında elimi bırakan kurtarıcım ve cellâdım.

Dimdik durmaya çalışmaktan yorulan ben. Aklımın içinde dolaşıp duran düşünceler. İçimde isyanlar. Kendine ağır gelen ben. Her şeyi bırakıp gitmek isteyen bir ben daha. Gözünü kapatıp gitmek isteyen. Herkese arkasını dönmek isteyen. Yepyeni bir hayata başlamak isteyen. Tam yaptığını sanırken yanıldığını anlayan. Elindeki boş umutlarına bakakalan. Kalan tüm enerjisini tüketen. Umduğunu bir türlü bulamayan. Hiçbir zaman mutlu olamayacağından yavaş yavaş emin olan. Akıntıya kürek çekmekten bıkan. Kendini öylece sulara bırakan ben.


2 ağustosu 3 ağustosa bağlayan her gecede karalar bağlayan. Durup durup isyan eden. Söyleyecek sözleri tükenen. Sadece susmak isteyen. Sadece öylece oturmak isteyen. İçki şişelerinde kendini kaybetmek isteyen. Gitmek isteyen ben. Kendini uzaklarda kaybetmek isteyen bir ben daha.

Dışarıdaki hayat beni yine korkutuyor. Yavaş yavaş kuyuma dönüyorum. Kırılacağımı bildiğim halde hayatıma aldığım, uğruna guardlarımı indirdiğim adam benden kopuyor. Bunu durdurmak için gücüm yok, isteğim yok. Her şeyi kabullendim. Savaşmadan, karşı koymadan, hiçbir şey yapmadan. Teslim oldum. Bitti… From the life that i hate...

Hiç yorum yok: