27 Haziran 2007 Çarşamba

Acı

Düşünüyorum da bu kadar acı beni öldüremediyse, aksine daha da güçlü kıldıysa ben gerçekten kuvvetliyim. İnsanların çok daha küçük şeylerle hayattan, sevdiklerinden vazgeçtiklerine tanık oldum. Ölümün hiçbir şeyin çaresi olmadığını biraz geç de olsa öğrendiklerini düşünüyorum. En kolay kaçıştır ölüm, en kolay teslim olma. Her zaman köprüden önce bir son çıkış vardır, önemli olan onu kaçırmamaktır. Ben kaçırmadım.
İnsan o kadar yıkılıyor ki, gözü acısından o kadar kararıyor ki, o son çıkışı görmüyor bile, biliyorum. O acıyı dindirecek, eski huzurunu ona geri verecek bir çözüm arıyor. Yitip giden mutluluğuna yeniden kavuşmak tek dileği oluyor bir anda. İlker’in ölüm haberini aldığım anı hatırlıyorum da, o an ölsem benden mutlusu olamazdı. Yaşamak bir anda bütün önemini kaybetti. Gözüm karardı, hiçbir şey göremez oldum. “Şu an ölsem, hemen burada, ne olur ki?” diye içimden geçirdim. Arkamda kimler kalacakmış, hiç düşünmedim bile. Bir anlık bir kararın bütün bir ömrün sonu olabileceğini gördüm. Gözümün önünden geçerken bütün yaşadıklarımız, bütün paylaştıklarımız, büyük sevgimiz, ölümün hiç de zor bir karar olmadığını da gördüm. Öylece olduğum yere oturup kaldım, kıpırdayamadım. Elimde telefon, şaşkın şaşkın yuvasından düşmüş, ne yapacağını bilemeyen kuş gibi. Kalbim parçalara ayrıldı, öyle şiddetli vurdu ki gerçek. İçimdeki nefret o kadar yoğundu ki, kendimden korktum bir an. İsyan ettim var gücümle, ömrümü uğruna rahatlıkla verebileceğim, kendimden kat be kat çok sevdiğim, yanımdayken bir an olsun sarılmadan duramadığım, uzaktayken aklımı bir an olsun ayıramadığım canım gitmişti, bir daha dönmemek üzere. Bütün hayatımı beraber geçirmek istediğim tek insan beni terk etmişti. Ya yaşayıp dayanacaktım ya da onun yanına gidecektim. Ben yaşamayı seçtim çünkü biliyordum ki, o benim yaşamamı isterdi, ne olursa olsun dimdik ayakta, her türlü zorluğa göğüs gererek. Kendisi savaşçıydı, onun bıraktığı yerden ben devam etmeliydim. Umursamadan bu hayatı, dibine kadar yaşamalıydım. Kimseden çekinmeden, kendi doğrularımla en sonuna kadar. Hiçbir şey önemli değildi bu hayatta, boş kaygılar çöpe atılmalıydı. Geçmiş geçmişte kalmalıydı, onun geleceğe bir katkısı yoktu. Geçmiş acıydı çünkü, onun getireceği de acı olacaktı.
Kırılan kalbimin parçalarını topladım tek tek, yapıştırdım. Hayat onsuz ne kadar zor olsa da yaşadım. Hala da yaşıyorum. Bazen kaynayan parçalarım sızlasa da, kalbimin var olduğunu bilerek seviniyorum. İçim yanıyor bazı zamanlarda, ufak şeyler tekrar zorluyor kalbimi ama dayanıyorum. Ben savaşçıyım çünkü. O hep yanımda, yanı başımda. Hep de yanımda olacak biliyorum. Teşekkür ederim bitanem, her şey için...

Hiç yorum yok: