25 Haziran 2007 Pazartesi

Sıcak, çok sıcak, daha da sıcak olacak!

Melike kardeş, İzmirli olduğundan sıcağı pek bir sever. Ancak kendisinin de belirttiği üzere artık sıcak sevilecek bir halde değil. Şu an İstanbul’un tepelerinden birinde oturuyor olmama rağmen, dışarısı yanmakta. Bütün pencereler açık ancak rüzgâr namına pek de bir şey esmiyor. “Evet, sevgili Melikeciğim, hava sizin oralarda nasıl?” diye sormaktan kendimi alamıyorum nedense!

Aslında bugün Şile’ye gitme planlarımız vardı, sadece plan olarak kaldılar. Xeyn bile yerinden kıpırdamak istemiyorsa hava gerçekten sıcak demektir. Neredeyse bütün günümü duş altında geçirdim diyebilirim. Geceleri uyuyamadığım için sabah 6 sıralarında ayakta oluyorum. Bana katılmak isterseniz beklerim. Bir telefon kâfidir. Ancak yeni bir uyuma tekniği geliştirdim, sıcak insanlara neler yaptırıyor! Nerede bir taş zemin görürsem, pikemi ve yastığımı kapıp oraya koşuyorum. Yeni mekânım; eskiden balkon olan, taşınırken salona dâhil ettiğimiz ex-balkonumuzun zemini. Boylu boyunca serdiğim pikem ve ben, azcık da olsa burada rahat edebiliyoruz. Açıyorum karşılıklı pencereleri, günlük 3 saatlik uykumu burada uyuyorum. 11’e kadar uyuma lüksüm resmen bitmiştir, hepinizi duyurulur! Sevinç çığlıkları duyuyorum dalga dalga!

Hiç yorum yok: