14 Nisan 2007 Cumartesi

geceler kara tren



kimseye ait olamazken, kendimi hala sana ait hissedebilmek nasıl bir çelişkidir söyle bana. sen gideli 3 yıl olmasına rağmen hala derinde bir yerlerde kanayan o yara mı bunun sebebi? senin yüzün, sesin ya da kahkahaların mı yoksa? belki de evin her yerinde, bahçenin her köşesinde veya her gözümü kapadığımda ortaya çıkan hayaletler.
acıdan katılaşan bu kalbimle en ufak şeyde bile seni buluyorum. senden başka hiçbir şey beni ilgilendirmiyor, acıtmıyor, ağlatmıyor. gittikçe büyüyen bir acımasızlık içimde. vurdumduymazlık. bazen kendimi tanıyamıyorum. ve korkuyorum nasıl bu kadar acımasızlaştım, ilgisizleştim diye. her yer senin yokluğunla kaplı. bu mu sebep? o kadar ağladım ki ağlayamıyorum. o kadar üzüldüm ki üzülemiyorum. yaşlandıkça yaşlanıyorum. sevinçlerim, mutluluklarım, hatta sevmelerim bile yaşlanıp kuruyor. gülerken ağlıyorum, kahkalarım çığlıklarıma karışıyor. hiçbir yere sığamıyorum artık.
sen giderken bütün sevinçlerimi, mutluluklarımı, sevmelerimi götürdün. beni götürdün yanında. artık umutsuzların en umutsuzu, mutsuzların en mutsuzu, ruhsuzların en ruhsuzuyum. sensiz çarpan bir yürek istemiyorum. sensiz yaşamak istemiyorum. ben sadece ve sadece seni istiyorum, burada, yanımda. ben sadece ve sadece seni sevmek istiyorum, ta burada, derinlerde. ben sadece ve sadece sana ait olmak istiyorum, bu dünyada ve ...

Hiç yorum yok: